Biz Kimiz?

Tarlataban, kolektif emek ve paylaşım ile  doğayla dost bir tarım etkinliğinin yapılabileceğine ve bunun üniversite yerleşkesinde bütüncül bir değişim yaratabileceğine inanan bir grup insanın Boğaziçi Üniversitesi’nde bir araya gelerek oluşturduğu bir kolektiftir. Tarlataban kolektifi, Boğaziçi Üniversitesi kampüsüne odaklansa da üniversite içinden ve dışından gelen katılımcılara eşit derecede açıktır.

Kampüsü kapsayan ve içindeki bileşenlerin de ilişkilenerek ortak olduğu sürdürülebilir bir alan yaratmayı amaçlıyoruz. Her ne kadar kısıtlı bir üretim alanına sahip olsak ve bu alanda sınırlı miktarda üretim yapabileceğimizin farkında olsak da kampüsteki bileşenlerin birbiriyle ilişki kurmasını sağlayarak adil, erişilebilir, paylaşımcı bir şekilde bu alandan faydalanmaktan(/yaşatmaktan) yanayız.
Kent koşullarının sınırlandırdığı yaşam alanımızda gıda ile olan ilişkimizi değiştirmenin, tüketici yerine üretici olmanın, bunu da elbirliği ile yapmanın önemli ve gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu kolektifi,  gıdanın üretimden başlayarak soframıza ulaşmasına varan süreçte kapitalist üretim ilişkilerinin bize dayattığı adaletsiz ve ekolojik dengeyi yok sayan/eden sisteme karşı üretilen alternatif pratiklerin bir parçası, bir adımı olarak görüyoruz. Şehir yaşamının kopardığı toprakla olan ilişkimizi yeniden kurabilmek ve geliştirmek; bunu da beraber üreterek ve düşünerek yapmak istiyoruz.

Tarlataban kolektifi olarak Gıda egemenliği’ne dayalı alternatif bir üretim/tüketim ve paylaşım ilişkisi belirlemeye çalışıyoruz. Bunu yaparken hem kendimiz, hem de gelecek nesiller için ekolojiyle ilgili alanları özgürleştirmemiz gerektiğine inanarak gıda sistemini, merkezine piyasalar ve şirketleri değil, gıdayı üreten, dağıtan ve tüketenleri yerleştirerek dönüştürmemiz gerektiğini düşünüyoruz.

Gıda egemenliği sadece bir tarımsal üretim modeline indirgenemez, asıl önemli olan, vatandaşların üretimden tüketime tüm gıda zinciri  üzerindeki denetimi geri kazanmalarıdır. Gıda egemenliğinin, gıda güvenliğinden en önemli farklarından biri gıdaya erişim hakkının talep edilmesi ve halkın tekrar karar mekanizmalarına katılmasının sağlanmasıdır. Gıda egemenliği insanların iktidarı geri almasıdır; nasıl, ne miktarda üretim yapacağımıza, neyi tüketeceğimize, gıdayı nasıl dağıtacağımıza kendimizin karar vermesidir.  Yani gıda egemenliği, vatandaş olarak gıda ve tarımla ilgili kamu politikalarına müdahalede bulunabilmektir ve bu, aynı politikaların farklı yerellerdeki işleyişlerine pratik  müdahalelerde bulunmayı da beraberinde getirir. Bugün küresel olan ekonomik değil ekolojik krizdir. Tarlataban kolektifi bu amaçların izinde, bir yarık açmak derdindedir.


Ne istiyoruz?

– İnsanların ve toplumların sağlıklı gıdaya ulaşma/erişme hakkını elde etmesini,
– Bu gıdanın doğaya saygı gösteren ve sürdürülebilir yöntemlerle üretilmiş olmasını,
– Kendi gıda ve tarım sistemlerimizi belirleme hakkını elde etmeyi,
– Üretici, dağıtıcı ve tüketicileri sistemin ve gıda politikalarının kalbine yerleştirmeyi,
– Bir sonraki neslin çıkarlarını savunmayı,
– Uluslararası şirketlerin değil yerel üreticilerin gıda ve tarımsal sistemlerini tanımlamaya, belirlemeye hakkının olmasını,
– Yerel ekonomiye öncelik verilmesini,
– Küresel dayanışmayı,
– Diğer ekolojik, gıda egemenliği, köylü, çiftçi hareketleri ve mücadeleleriyle dayanışmayı, ilişkiler kurmayı, beraber çalışmayı, HES’lere, GDO’ya, nükleere karşı mücadele edenlerin yanında durmayı ve bütün bu dayanışma ve bir araya gelmeler için okulda/kampüste alan açmayı,
– Dünyaya ve insana özen göstermeyi, dünyadaki öğelerin kendine içkin değerinin farkında olmayı,
– Rekabete değil iş birliğine dayalı üretim yapmayı, doğaya rağmen değil doğayla birlikte çalışmayı,
– Düşük enerjili sistemler kurarak enerjiyi saklamayı ve dönüştürmeyi,
– Kaynakların optimum kullanımını,
– Kampüs için kendine yeterliğe doğru bir adım atmayı,
– Şehirde gıda yetiştirerek şimdikinden daha sürdürülebilir bir toplum modelini uygulamayı, köylü üretir şehirli tüketir mantığından çıkmayı,
– Üretmeye yabancılaşmaya karşı bir adım atmayı, sadece tüketici olmak zorunda olmadığımızı ve “Emeksiz” ürün olmadığını (sofraya gelen şeydeki emeğin görünmez olmasına karşı) ve tarımın kentte de yapılabilir ve hata yapılmalı olduğunu göstermeyi,
– Bahçede tarım yapmayı başlangıç noktası alarak bunun üzerinden kampüste bir politik tartışma açmayı hedefliyoruz.

İnsanları buraya davet etmek, tartışmalar yürütmek istiyoruz. Temelde doğanın döngülerine uyumlu, saygılı ve ekolojinin prensiplerine uygun, doğayla dost, kendi girdilerini kullanan, bağımlılığı en aza indirilmiş tarım yöntemlerini (bilge köylü tarımı) seçiyoruz. Bu seçimlerimiz permakültür, Fukuoka, ve benzeri doğayla dost yöntemlerin geleneksel olandan öğrendiği ve kendi sitematiğiyle günümüzde bize sunduğu teknikleri içerecektir.

Okulda halihazırda var olan girişimlerle (mesela BüKoop, öğrenci kooperatifi) ilişkilenmek, ortak çalışmak, kampüsteki atıkları geri dönüştürmek (kompost) istiyoruz.

Ne yapıyoruz? 

Kolektif kent tarımı.

Nasıl örgütleniyoruz?

Birbirimizle ve “dış dünyayla” ilişkiler kurarak. Yatay olmaya çalışarak – herkesin alabildiği kadar sorumluluk aldığı, kararlara, bir sonraki adıma beraber karar verdiği süreçlerle. Irk, din, dil, cinsiyet, cinsel yönelim ayrımı yapmadan kampüste bütüncül bir sistemin küçük parçalarından birini oluşturmaya başlıyoruz.

Birlikte öğrenmek, birlikte üretmek ve birlikte düşünmek isteyen herkesi bize katılmaya davet ediyoruz.

Yanıt

  1. Merhaba,

    “Birlikte öğrenmek, birlikte üretmek ve birlikte düşünmek isteyen herkesi bize katılmaya davet ediyoruz.” diye yazmışsınız. İnisiyatifinize katılmak istiyorum:) Bu nasıl gerçekleşebilir?

    Hakkımda: Boğaziçi Üniversitesinde master yapıyorum, mühendisim, yoga eğitmeniyim, vs.

    selamlar

    • Size davetiye gönderdim.

      • Merhaba, bana birşey ulaşmadı.

  2. merhaba size katılmak için ne yapmalıyım?

    sevgiler,
    sanem ilçe

    • Size üyelik davetiyesi gönderdim.

  3. size katılma k için ne yapmalıyım?

    • Size google grubumuz üzerinden davetiye gönderdim.

      • davetiyenizi aldımda link sorun veriyor tekrar atarsanız sevinirim

  4. mümkünse bana da bir davetiye gönderebilir misiniz? (gokcin.gul@gmail.com)

    • Davetiyeleri gönderdim.

  5. Merhaba, ben de davetiye istiyorum mümkünse?

    • Davetiyeyi gönderdim.

  6. Bana da gonderir misiniz?

    • Gönderdim Bengi.

  7. Beni de aranıza alır mısınız?

    • Davetiye gönderdim.

  8. bogazici eski mezunlarindanim. beni de uye yaparmisiniz. tesekkurler…

    • Davetiyenizi gönderdim.

  9. Boğaziçi mezunuyum. Davetiye gönderirmisiniz? Teşekkür ederim.

  10. Boğaziçi’nde aktif olarak devam ettirdiğiniz bir çalışma var mı, olacak mı? bir davetiye de ben alabilir miyim?

    • Davetiye gönderiyoruz. Aslında yazışma grubumuzda aktif olarak devam ediyoruz ama site güncel değil.

  11. hala çalışmalarınız devam ediyor mu? Ediyorsa bende katılmak istiyorum.

    • Evet devam ediyoruz. E-posta adresinizi yazışma grubumuza ekleyebilirim isterseniz.

  12. tabiki ekleyin lütfen hatta bende katılmak istiyorum.

  13. Merhaba,

    Davetiye rica etsem?

    Sevgiler,

    Murat

  14. Merhaba, çalışmalarınız devam ediyor mu? Sizinle iletişime geçmek istediğim bir konu vardı ama googlegroups adresinize mail atamıyorum.

    • Davetiye gönderdim.

  15. Merhaba, ben de grubunuza katilmayi cok isterim. Bogazici Uni mezunuyum (’99)..

    Sevgiler,

    • Her pazar tarladayız, bekleriz 🙂

  16. Merhaba Tarlataban kollektifi, böyle bir çalışmadan dolayı sizleti tebrik ediyorum. Bireysel olarak yıllardır aynı şeyi düşünüyorum ve kendi bahçemde uyguluyorum. Fakat her yıl fide için tohum ayıramadığım sebzeler oluyor. Eksiklerimizi de ziraatten temin ettiğim tohumlarla tamamlıyorum. Bunların ne derece sağlıklı olduğu konusunda endişelerim var. Eğer sizde bahsettiğiniz şekilde organik fideleriniz var sa ben de onlardan temin edebilirmiuim.Bu arada tarlamı da paylaşmaya hazırım😊

  17. davetiye alabilirmiyim bende:)


sakarkral için bir cevap yazın Cevabı iptal et